Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Değişen dünya düzeninde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte insanoğlunun hayatına birçok yeni ürün giriyor. Ancak bunlardan bazıları bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan sağlığımızı tehdit edebiliyor. Ne yazık ki bu ürünlerden biri de kişisel hjjyenimizi sağlamak için kullandığımız tuvalet kağıtları. Modern hayatın getirdiği yeniliklerden yani en pratiklerinden biri olan tuvalet kağıtlarının masum olmadıkları gibi adeta zehir saçtıklarını söyleyen ve ‘Diyabetli Diyetisyen’ adlı Instagram sayfasında sağlığa dair çarpıcı ilgili bilgiler paylaşan Diyetisyen Ersin Özdemir, “Beyaz olan yani ağartılmış olan tuvalet kağıtları sağlığımız açısından riskler oluşturuyor. Çünkü normal şartlarda tuvalet kağıtları selülozdan elde ediliyor. Ağacın rengi kahverengidir. Kahverengi tuvalet kağıtlarının insanlara itici gelmesinden dolayı üreticiler ürünlerini işlemlere tabi tutuluyor. Kostiklerle, çamaşır sularıyla, ağartıcılarla, klorla beyazlatıyorlar. Bu maddeler de cinsel bölgeleri ve bağırsak florasını olumsuz etkiliyor” dedi.
“Özellikle ağartılmış, içine klor konmuş tuvalet kağıtları, başta basur ve hemoroide neden olurken, aynı zamanda cinsel bölgeye temasıyla SİBO, geçirgen bağırsak, Crohn gibi hastalıklara yol açıyor. Kalın bağırsak kanseri riskini artırıyor. Bu konuyla alakalı Almanya’da proktologlar yani bağırsak cerrahisi uzmanları şu şekilde açıklama yapıyor: “Beyazlatılmış kağıtları yani peçeteleri, mendilleri, tuvalet kağıtlarını evinizde kullanmayın, barındırmayın.” Unutmayın ki bağırsak artık ikinci beynimiz ve her şeyimiz. Bugün ülkedeki insanların sinirli olmasının ve çoğu insanın depresyona girmesinin nedeni, bağırsak sağlıklarını kaybetmeleridir. Çünkü serotonin yani mutluluk hormonunun yaklaşık yüzde 80-85’i bağırsaklardan sentezleniyor, B12 ve K vitaminleri bağırsaktaki probiyotiklerle salgılanıyor. Özellikle klor dolu tuvalet kağıtları bağırsaktaki floraya ciddi anlamda zarar veriyor. Almanya’da proktologlar da beyazlatılmış kağıtları önermiyor.” – Diyetisyen Ersin Özdemir
‘BAĞIRSAK TAHRİBATINA YOL AÇIYOR’
Günümüz dünyasında değişen insan popülasyonuyla beraber bağırsak hastalıklarının çok arttığını söyleyen Diyetisyen Ersin Özdemir, “Bunun nedenleri arasında beslenmenin bozulması, doğal gıdalardan uzaklaşılması yer alıyor. Artık evlerde yoğurt mayalanmıyor, turşu yapılmıyor. Köyden kente göçün artması, betonlaşmanın yaygınlaşması, yaşanan uykusuzluk problemleri, aşırı antibiyotik ve ilaç kullanımı, çok uzun süre bacak bacak üstüne atmak, plastik iç çamaşırları, aşırı hareketsiz yaşamak da bağırsak hastalıklarının artmasına neden oluyor. Bunların yanı sıra kullanılan tuvalet kağıtları da bağırsak tahribatına yol açıyor. Çünkü bu kağıtlar cinsel bölgeye temas ediyor” açıklamalarını yaptı.
‘KAHVERENGİ TUVALET KAĞIDI TERCİH EDİLMELİ’
Tuvalet kağıtlarının hem ağartılma işlemlerinden dolayı hem de içindeki klordan kaynaklı bağırsak hastalıklarına yol açtığını aktaran Ersin Özdemir, “Tuvaletinizi çamaşır suyuyla temizlersiniz ama çamaşır suyunu içmezsiniz. Ancak tuvalet kağıtları çamaşır suyu ve klor barındırıyor. Çamaşır sularının çoğunda klor var. Yani bir nevi düşük dozda çamaşır suyu kullanıyorsunuz. Tuvalet kağıdı kullanırken belli seçimlere dikkat etmek gerekiyor. Öncelikle ağartılmamış tuvalet kağıtlarını kullanacağız. Çünkü ağartılma işlemleriyle bu kağıtlara beyazlık ve parlaklık veriliyor. Ağartılmamış tuvalet kağıtları kahverengidir” diyerek olabildiğince kahverengi tuvalet kağıdı kullanılması gerektiğine vurgu yaptı.
“Artık marketlerde kahverengi tuvalet kağıdı satıldığını görebilirsiniz. Biz halk olarak bilincimizi artırırsak endüstri de bize daha sağlıklı alternatifler sunacak. Tuvalet kağıdını kullanırken olabildiğince az miktarda kullanmakta fayda var. Ayrıca peçete, kağıt havlu gibi ürünlerin de kesinlikle sıcak yemeklerle temas etmemesi gerekiyor. Bazen kızartmanın yağını çeksin diye ya da pilavın buharını alsın diye bu ürünleri kullanıyoruz ama bunlar çok yanlış uygulamalar. Yemeklerinizi peçetelerle muhatap etmeyin. Sıcakla buluşturmamaya gayret edin. Peçete, havlu kağıt, yağlı kağıt bunların hepsi ağaçtan elden ediliyor. Bunların orijinal rengi kahverengi ancak içine konan sentetiklerle beyazlatılıyor. Bu tehlike sadece tuvalet kağıdı ve peçete de yok. Yağlı kağıtlarda da aynı risk söz konusu. Yemek yaparken mümkün mertebe kahverengi yağlı kağıt kullanmak gerekiyor. Ürünü alırken hangi yağla, hangi mumla üretilmiş buna bakılmalı.” – Diyetisyen Ersin Özdemir
GENÇLER AROMALI OLANLARINI KULLANIYOR
“Evimizde pratiklik olsun diye kullandığımız bu ürünler kimi zaman talaştan, kimi zaman selülozdan, kimi zaman ağacın kabuk kısımlarından elde ediliyor” diyen Ersin Özdemir, “Üreticiler ürünlerini daha pahalıya satabilmek için içine sentetik aromalar ekliyor. Gençler de bu naneli ve çilekli tuvalet kağıdı kullanıyorlar. Ancak naneli tuvalet kağıdının içinde nanenin nesi yok. Sentetik olarak kokunun elde edilmesi için çok tehlikeli olan bu ürünler, bağırsak astar ve bariyerlerine çok ciddi anlamda zarar veriyor” bilgilerini paylaştı.
‘ÜZERİNDE KLOR İÇERMEZ YAZMALI’
Almanya’da satılan kahverengi tuvalet kağıtlarının katkı maddesi içermediğini, tamamen doğal ve yüzde 100 doğada çözüldüğünü dile getiren Ersin Özdemir, “Ürünlerin üzerinde ‘Doğaya ve toprağa zararı yoktur’ yazıyor. Beyaz olanlarda ise yüzdeler değişiyor. Yüzde 30 karışıp toprağa zarar vermeyen var. Genellikle Almanya’daki tuvalet kağıtları talaştan elde ediliyor. Beyaz tuvalet kağıtlarının üzerinde ‘Klor içermez’ ya da ‘Klor kullanılmamıştır’ ibareleri yer alıyor. Ben de Türkiye’de aynı bu ibareleri görmek istiyorum” dedi.
Almanya’da marketlerde satılan tuvalet kağıtlarının üzerinde bilgilendirmeler yer alıyor.
‘ALTERNATİFİ TAHARET BEZİ’
Beyaz tuvalet kağıtları yerine kullanılabilecek başka alternatiflere de vurgu yapan Ersin Özdemir, sözlerini şöyle noktaladı: “Tuvalet kağıdı kullanmak zorunda değiller, tuvaletlerini yaptıktan sonra bölgeyi yıkayıp pamuk havluyla silebilirler ya da taharet bezi kullanabilirler. Bizim büyüklerimiz taharet bezi kullanırdı. Bunlar çözüm olabilir. Eğer beyaz tuvalet kağıdı kullanacaklarsa da üzerinde ‘Klor yoktur’ ibaresi olanları tercih etsinler.”