Filistin Tarım İşleri Komiteleri Birliğinin (UAWC) avukatı ve aktivist Yasmeen El-Hassan, İsrail’in, halkın topraklarıyla bağını koparmak için kasıtlı olarak Filistin’in gıda sistemlerini hedef aldığını belirterek, “Bu da yerleşimci sömürgeciliğin bir başka taktik stratejisi.” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin 55. Oturumu’na katılmak üzere Cenevre’de bulunan Hassan, İsrail’in, Filistinlilerin tarım alanlarını hedef alması ve Filistinli gelecek kuşakların karşı karşıya olduğu gıda sorununa ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
“İsrail işgali, kasıtlı olarak Filistin’in gıda sistemlerini hedef aldı. Buna tarım alanları, balıkçılık altyapısı, limanlar ve kırsal alanlar da dahil.” ifadelerini kullanan Hassan, saldırıların, Filistin’in tüm gıda üretim sistemini etkilediğini söyledi.
Hassan, İsrail’in, Filistinlilerin “kendilerini geçindirme” kabiliyetini engellemek adına da gıda sistemini hedef aldığının altını çizerek, “İsrail işgali, bombalarıyla katletmediği Filistinlilerin açlıktan, susuzluktan ya da hastalıktan öleceği bir durum oluşturmaya çalışıyor.” dedi.
Filistin topraklarının, Filistinlileri ayakta tutmak için fazlasıyla yeterli olduğunu belirten Hassan, halkın yaşadığı açlığın kaynak eksikliğiyle ilgili olmadığına işaret etti.
Hassan, “(Gazze’de yaşananlar) Bu insan yapımı bir kriz. İsrail işgali, Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkının kitlesel açlığına sebep oluyor. Filistinlilerin doğal kaynakları ve toprakları üzerinde egemenliği olsaydı gıda güvenliğimiz olurdu. Bu yüzden gıda güvenliğinden ziyade gıda egemenliğinden bahsediyoruz.” diye konuştu.
İsrail’in, yerli halkın topraklarıyla bağını maddi olarak koparma girişiminde bulunduğuna dikkati çeken Hassan, “Filistin’deki tarım alanları ve gıda üretim sisteminin büyük bir kısmı şu anda yok edilmiş durumda. İşgal, onları tamamen yok etti. Yıkımın düzeyi şu anda tahmin edebileceğimizin ötesinde.” dedi.
“(İsrail) Buralarda hiçbir şey bırakmamaya çalışıyor”
Yaşanan işgalin bu alanlara erişimi engellediğinin altını çizen Hassan, bu nedenle uzmanların yıkımın boyutunu ölçme imkanına sahip olmadığına işaret etti.
Hassan, “Gıda üretimine saldırılar sadece gıda üretimi ve gıda egemenliğini etkilemiyor. Çevreyi toprağı, suyu, havayı etkiliyor. Bu durumun hayal edilemeyecek çevresel sonuçları olacak. İsrail işgali, bu saldırılarla gelecek nesil Filistinlilerin kendi topraklarında yaşamalarını engellemeye çalışıyor. Bu da yerleşimci sömürgeciliğin bir başka taktik stratejisi. Buralarda hiçbir şey bırakmamaya çalışıyor. Bu bir kaza değil, kasıtlı.” ifadelerini kullandı.
Filistin topraklarının yeniden toparlanmasının ne kadar süreceğini tahmin edemediklerini dile getiren Hassan, kararlı bir millet olduklarını, bunu başaracaklarını ve topraklarını bırakmayacaklarını kaydetti.
“Ulusal egemenliğimiz ile gıda egemenliğimiz ister istemez birbirine bağlı”
Hassan, Gazze’deki yaşananların hiçbirinin 7 Ekim 2023’teki İsrail saldırılarıyla başlamadığını, İsrail’in Gazze Şeridi’ni 17 yıldır abluka altında tuttuğunu söyledi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ni defalarca bombaladığını ve bunun yeni olmadığını kaydeden Hassan, bu durumu, “önceden var olan ve devam eden felaketin yoğunlaşması” olarak tanımladı.
Hassan, “İsrail Gazze’de soykırım yaparken, Batı Şeria’da da yerleşimci sömürgeci girişimi genişliyor. Kasıtlı olarak tarım alanları, hayvancılıkla uğraşanlar ve gıda üretim sistemlerinin temelini oluşturanlar hedef alınıyor. (Gazze Şeridi’nde) Soykırım yapılırken yerleşimcilerin Batı Şeria’ya doğru yayılması da devam etti. Ulusal egemenliğimiz ile gıda egemenliğimiz ister istemez birbirine bağlı.” diye konuştu.