Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan davanın 7’nci duruşması Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde görüldü. Mahkeme, TTB’nin Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına karar verdi.
Kararını açıklayan mahkeme, yeni merkez konseyi seçimlerini tamamlamak üzere beş kişilik bir heyet görevlendirdi. Karar temyiz aşamasında kesinleşinceye kadar mevcut yönetim görevine devam edecek.
“HİÇBİR GÜÇ EMEĞİMİZİ GASP EDEMEZ”
Kararın iktidar ve yargının sivil bir darbesi olduğunu belirten TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “Bu karar Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecek. 7 duruşmadır devam eden bu dava önceden kararlaştırılmıştı, ve bize açıklaması yapıldı. TTB sadece bu iktidar döneminde hedef olmamıştır. Yaptığı açıklamalar, bilimsel değerlendirmeler, hekimlerin hakkını koruma ve daha nitelikli sağlık hizmeti verilmesi için çabalarıyla birçok iktidarın hedefi haline gelmiştir. Başındaki Türk ibaresini kaldırmayı bile istediler. TTB yılların birikimi ve emeğiyle, bilimsel bilgiye dayalı açıklamalarda bulunur. Hiçbir gücün 70 yıllık emeğimiz ve mücadelemizi gasp etmesine izin vermeyiz” dedi.
“HALA EN GÜVENİLİR KURUMLAR ARASINDAYIZ”
TTB’nin İktidar tarafından kriminalize edilmesinin toplumda bir karşılığı olmadığını ifade eden Ökten, “Hala yapılan kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasındayız. TTB Anayasal koruma altında, 100 binden fazla üyesi olan bir örgüttür. Bizi kamuoyunda destekleyen sadece tabip odalarımız, örgütümüz değil tüm demokratik kamuoyudur. İktidar zaten bundan korkuyor. TTB’ye kendilerince verdikleri bu ceza sadece bize yönelik değil, aynı zamanda tüm demokratik kitle örgütlerine, meslek örgütlerine yöneliktir. Onlara da gözdağı verilmektedir” diye konuştu.
DAYANIŞMA ÇAĞRISI YAPTI!
Ökten, “Gelecek olan 5 kişilik yönetim TTB’yi bir ay içinde olağanüstü seçime götürecek. Kendi içimizde görevimize devam edeceğiz” dedi ve şöyle devam etti:
“İktidar uzun süredir Türkiye’yi hukuksuzlaştırma ve Anayasasızlaştırmaya götürüyor. Bu yapılan tüm demokratik kamuoyuna yönelik baskı oluşturma çabasıdır, sıra onlara da gelecektir. Hep birlikte dayanışma ve mücadeleyi büyütmeye ihtiyacımız var. Tüm demokratik kamuoyunu bizimle dayanışmaya çağırıyorum.”
